Edirne Valisi Ekrem Canalp’in talimatı ile kurulan ve Hanımefendi Dr. Ayten Canalp’in onursal başkanlığını yaptığı Edirne Şehir Gönüllüleri Vakfı üyeleri vakfın kuruluşunun birinci yıldönümünde iftar yemeğinde bir araya geldi.

Edirne Valisi Ekrem Canalp iftar yemeğinden sonra yaptığı konuşmada bir yıl önce kurulan Şehir Gönüllüleri Vakfının büyük işleri imza attığını ve gönüllere dokunarak halkın büyük takdirini kazandığını ifade ederek; Biliyorsunuz üyelerimiz iftar ücretlerini kendileri yatırdılar. Müsaadenizle iftar yemeğinin bedelini Edirne Valiliği olarak biz ödeyelim ve iftara katılan 300 üyemizden alınan ücretlerle de temin ettiğimiz 146 gıda paketini ihtiyaç sahibi ailelere ulaştırmış olalım dedi.

Vali Canalp yaptığı konuşmada; “Bu şehre gönül veren herkesi saygı ve sevgi ile selamlıyorum. Bu iftar programına öncelikle hepiniz hoş geldiniz ve şeref verdiniz. İçinde bulunmuş olduğumuz ramazan ayı oruç ayıdır. Onun için kendi bireysel hayatımız içerisinde çok değişik anlamları vardır. Ve aynı zamanda dini de bir anlamı var. Allah’ın bizim aç kalmamıza hiçbir şekilde ihtiyacı yok. Dolayısıyla da bizim aç kalmamız herhangi bir şekilde bir faydası varsa bu ya bizleredir ya da içinde yaşamış olduğumuz topluma bir faydadır. Evet bireysel anlamda orucun gerçekten bütün bünyelerin üzerinde bugün bilimsel olarak da herkes de kabul ediyor ki çok faydası var. Vücut için bir yenilenme, toksinleri üzerinden atma ve kendini tekrar bir on bir aya daha hazırlama zamanı demek Ramazan. Ama bir de toplumsal anlamda düşünecek olursak Ramazan aynı zamanda aç kalmanın ne demek olduğunu herkesin anlayabilmesine imkân veren bir aydır. Ve Ramazan'ı en anlamlı kılan hususlardan bir tanesi de bana kalırsa bu. Tok kalan sürekli tok yaşayan insanların da dünyada aç kalan insanların var olabildiğini düşünmelerine vesile teşkil eden bir ay. Ve bunu da her zaman için hatırlamamıza vesile teşkil eden bir ay. Şehir gönüllüsü olabilmek de aslında bir yönüyle de herkesin bu şekilde kavrayabilmek, herkesi bu şekilde anlayabilmek demek. Aslında gönül kelimesi bizim Türkçemize has güzel bir kelimedir. Yani desek ki şu gönül kelimesini tutun siz diğer dillere tercüme edin. Zaten bu salonda en fazla yabancı dili olan dil İngilizcedir. Mesela desem ki İngilizce nasıl tercüme edersiniz? Bakın kalp derseniz bir şekilde tercümesi var. Hani sevgili derseniz tercümesi var. Ruh derseniz tercümesi var. Ama gönülün karşılığı nedir? Ya da kendiniz lütfen bilmiş olduğunuz dilleriniz varsa o dillerden gönülün karşılığın ne olduğunu bulmaya çalışın. Karşılığı yok. Bu bizim kültürümüz, bizim medeniyetimiz, bizim milletimizin icat ettiği bir kavram bir kelimedir bu. Ve gönül kelimesinden dönmüş olan, gönüllü olabilmek de aslında gönüllü de her şeyiyle kavrayabilmek, anlayabilmek, yaşıyor olabilmek demek. Şehir Gönüllüleri Vakfı'mızı kuralı üzerinden bir yıl geçti. Bu bir yıllık süre içerisinde şehrine gönül veren insanların sayısı beş yüzü buldu. Ümit ediyorum ki önümüzdeki yıl tekrar bir araya geldiğimiz zaman sayı belki de yedi yüzleri, sekiz yüzleri belki de binleri de bulacak. Çünkü sürekli artarak şehrine, yaşamış olduğu iline gönül veren insanların sayısı sürekli artarak devam ediyor. Yine bugün bu salon içerisinde üç yüz gönüllümüzle beraber bu etkinliği yapıyoruz. Elli altı maddeden oluşan vakfımızın bir senedi var. Ve bu çerçeve içerisinde baktığımız zaman çocuğundan, gencinden, yaşlısına Gazilerimizden, şehitlerimize, sporcularımıza, sanatçılarımıza doğamıza can dostlarımıza herkese kucak açtık ve herkesten de hem destek aldık ve hem herkese de ulaşma imkânımız oldu. Bu çerçeve içerisinde bu bir yıllık dönem içerisinde öncelikle Şehir Gönüllüleri Vakfımız kendisine ait olan güzel bir binaya kavuştu. Tepeden tırnağa yenilenmiş olan gerçekten de kapasitesi yüksek olan bir binaya kavuştu. Ve bu binanın içerisinde kendi branşı içerisinde biraz önce ifade etmiş olan alanlarda kim şehrine ne katkıda bulunmak istiyorsa imkân sağlayacak fiziksel bir kapasiteyi de sizlerin hizmetlerine sunduk. Ve bu binanın içerisinde en heyecanlandıran merkezlerden bir tanesi de girişimciliği mükemmeliyet merkezinin kurulmuş olmasıydı. Bizim iki olan kadın kooperatifin sayımız şu anda şükürler olsun ki on yediye yükseldi. Bu kooperatiflerimizin herkesi kapasitelerini hem binalarını hem kendi teknik imkanlarını hem üretim kapasitelerini, her şeylerden beraberce oluşturarak  kadınlarımızın geleceğe çok daha güçlü şekilde ele almalarına imkân sağlayacak bir merkez kurduk. Kurmuş olduğumuz bu merkez aynı zamanda üretimin kalitesinin standartlarının yüksek tutulması ve ihtiyaç duyulan her türlü pazarlama imkanına destek olması noktasında uzun yıllar boyunca hizmet etmeye inşallah devam edecek. Bunların dışında şu anda burada Meriç Nehri'nin kenarında afiyetle yemeklerimizi yedik. Meriç Nehri şu anda kendi halinde akıp gidiyor. Önümüzdeki seneyi bir hayal etmenizi sizden istirham ediyorum. Önümüzdeki sene de Meriç Nehri gene buradan bu şekilde akmaya devam edecek. Ama bulunmuş olduğumuz mekânın üç yüz metre altında orada dünyanın en büyük lastik savaklı barajının kurduğumuz bir nehir olacak. Bu o şekilde akacak. Yan tarafında gene kendi sınıfında dünyanın en büyük elektrik santralinin oradaki on dört arşimet tribününü döndürerek elektrik enerjisi üreticisi olarak akıntısına devam edecek. Tribünler döndükçe de gerçekten de aslında enerji üretmek suretiyle para üretecek. Peki bu para ne olacak? Altı yıl boyunca bu on dört arşimet tribünden bir tanesi şehir gönüllüleri vakfına tahsisli olacak. Ama altı yıl sonra Kendi borcunu ödedikten sonra on dört arşimet tribünün on dördü de sizlerin şu anda omuz vermiş olduğunuz şehir gölleri vakfına akar olarak bağlanmış olacak. Ve gelirinin tamamı da şehir ürünleri vakfına gidecek. Sizlerin desteğiyle, sizlerin çabasıyla biz üç şehir büyükşehir projesini inşallah hayata geçirmiş olacağız. Şunu sizlerle paylaşmak isterim. Biz bu projeyi başarıya ulaştırdığımız zaman Türkiye'nin içinden nehirlerin aktığı, çayların aktığı, derelerin aktığı birçok şehir var. İlçe var, belde var. Eğer sizlerle beraber bu projeyi başarıya ulaştırdığımız zaman emin olun ki bu modelin adı bundan sonra Edirne modeli olur ve inşallah Türkiye'nin her bir yanında onlarca, yüzlerce örneğinde beraberce görme imkânımız da olur. Şöyle söyleyeyim sizlere. Biz kendi başımıza çalışsak, çabalasak, elli birim iş yapmış olsak, sonra elli kişi bir araya gelsek bir tane iş yapmış olsak emin olun ki elli kişinin bir araya gelip yapmış olduğu bir tane iş bizim tek başımıza yapmış olduğumuz elli tane işten iyidir. Çünkü beraber iş yapmış olmak berekettir, kazançtır, sinerjidir, dayanışmadır. Bizim insan olarak en büyük ihtiyacımız sadece çıktılar değildir, sadece sonuçlar değildir. Dayanışmayı da birlikteliği de sosyalliği de hep beraber yaşıyor olabilmektir. Şehir Gönüllüleri Vakfı da burada bulunan üç yüz insan da üye sayımız olan beş yüz kişi de en büyük işlerinden bir tanesi de kendi üyeleri arasında gene aynı şekilde yaşatmış olduğu bir dayanışma ruhudur. Bu dayanışma düşüncesidir. Sizler de bu düşüncenin birer neferi olarak bugün buradasınız. Hepinize bu çabanızdan, gayretinizden dolayı özellikle çok teşekkür etmek istiyorum. Son olarak bir hususu sizlerle paylaşmak isterim. Bugün yapmış olduğumuz bu iftarı bir sürprizle sonuçlandıralım istedik. Bu iftarı ücretli bir iftar olarak başlangıçta dizayn edelim. Herkes kendi ücretini yatırsın. Gayet de güzel oldu. Şu anda burada bulunan üç yüz üyemiz de sağ olsunlar herkesle bu iftarın ücretlerini kendileri yatırdılar. Ama müsaadenizle sizlerin yatırmış oldukları bu ücretleri bu yemeğin bedeli olarak kabul edemeyeceğim. Bu yemeğin bedelini memnuniyetle ben ödeyeceğim. Vakıf müdürümüz Hicran Hanım da sizlerin yatırmış olduğu ücretlerle şu anda yüz kırk altı tane gıda paketi aldık. Ve Ramazan boyunca da inşallah dağıtacağımız gıda paketleriyle hem ramazanda hem ramazan sonrasında şehrimizin ihtiyaç sahibi insanlarına, ailelerine gıda paketi olaraktan onların hizmetine sunulmuş olacağız. Vakıf düşüncesi böyle bir şeydir işte. Yemek yediğiniz zaman bile hayırdır bu.  Allah hayırlarınızı kabul etsin. Hepinizin Ramazan'ını tebrik ediyorum” şeklinde konuştu.

 Vali Canalp, Edirne Şehir Gönüllüleri Vakfı’nın faaliyetlerine katılan son olarak, sınır kapılarında görev alarak Ukrayna’daki savaştan dolayı ülkemize getirilen vatandaşlarımıza yönelik yardım çalışmalarına katılanlara teşekkür belgesi verdi.

İftar yemeğine Edirne Valisi Ekrem Canalp’in, Edirne Şehir Gönüllüleri Vakfı Onursal Başkanı Dr. Ayten Canalp’in yanısıra Edirne Milletvekili Fatma Aksal, İl Sağlık Müdürü Dr. İshak Yıldırım, İl Tarım ve Orman Müdürü Atilla Beyazıt, Siyasi parti il başkanları, İş insanları, STK ve Oda başkanları katıldı.